Sora Sora Bağdat Bulunur mu???



Başlık biraz zorlama oldu sanki ama bu aramaları yapan insancıklar da fazla zorlamışlar :D Neyse efenim, bizim bloglarda dolaşan bir mim vardı, mutlaka denk gelip okumuşsunuzdur. Bloglara gelen ilginç arama terimlerini toplayıp, bunlardan behsettiğimiz yazılar falan işte. Google ajusshiye danışan insancıklar, sonunda bizim bloglara ulaşıyorlar, tabii bunun haberi de biz adminlere ulaşıyor. Ben mimin bana postalanmasını bekleyemeden, bu ilginç aramaları paylaşma isteğiyle yanıp tutuşmaya daha fazla dayanamayıp, yazmaya karar verdim.

Benden önce çok yazan oldu ama ben ilk hikaruivy'nin yazdıklarını okudum. Aslında ilk yazan mydestiny imiş, sonra kore delisi arkadaşım da mim haline getirmiş. En son sevgili kaktüs çiçeği yazdı bir şeyler, ben de heveslendim işte hepsini okuyunca :D

Başlamadan önce şunu belirteyim, benim bloga gelenlerin en çok kullandığı arama terimi, açık ara farkla BigBang :D zaten aramalar içinde en normal terimlerden biri de bu :D Eveeeet, hazırsanız başlayalım....

"lee min honun kişisel özellikleri" : Neden sordun canım? Ne lazımdı sana? Böyle cana yakın, sevimli, insanları seven, ne biliyim işte..Dur dur yılışma çocuğa, ayağını denk al, bak karışmam heee >..<

"lee min ho kazancı" : Hayır bunu napıcan ben anlamadım ki? O işe mi giricen? Min Ho'nun koltuğunda gözün mü var? Kendine gel hacı!!! :D

"lee min honun babasının resmi" : Adamın babasını arıyo bi de, gidip Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle..Töbe töbe :D durun olum yaa, kendini tanıdınız babasına mı geldi sıra :)

"lee min ho evi" : Bunlar niyeti bozmaya başladı, evini de arıyolar. Babasını da aramışlardı zaten..Bana bakın napcanız olum Min Ho'mu, o bakmaz size ben size diyim :)

"lee min ho dudakları" : Bu aramayı yapan arkadaşa daha önce Hwang Tae Kyung bakışları atmış, korkmasını ummuştum..Ama vatandaş ısrarla arıyor..Hayır özellikle dudaklarını napcan anlamadım ki??? Kızdırmayın beni aaaaaaaa!!!!!

"lee min ho makyajsız" : Ay yok annem o Seda Sayan.. Lee Min Ho'nun makyajsız halini merak etmiş bi de hahahah :D bu vatandaş evini arayan vatandaş olabilir ama, makyajsız görmek için evini arıyoo..

"lee minho ya nasıl ulaşabiliriz" : Söylemem..Valla söylemem..

"lee min ho ile ilgili ilginç bilgiler" : Bu ne şimdi? Ne ilginçliğini gördünüz Min Ho'mun? Kırıldım valla...

"oppam benim" : Bu da klasikleşmiş bi ergen vakaası sanırım :) yavrucak oppasını googleda aradığına göre, hali pek harap..Üzüldük napalım :)

"genç yakışıklılar" : Al sana bi tane daha niyeti bozuk :D hiç güleceğim yoktu, amacın ne arkadaşım :D

"hani flashta korkunç tablo vardı sana onu bana gogle" : Pardon?? Bunun ne demek istediğini anlamadım ben yaa.. Benim 40 derece ateşli halimin çektiği mesajlara benziyo bu, ona da şifre çözücü lazım.. :D (kelimeleri böyle bırakıyorum artık cümle kurmak da size kalmış izlenimi veren mesajlar çekmede üstüme yoktur da, ama hastayken yaaa)

"google amca annen varmi haci :d" : Bi de sonuna gülen yüz koymuş :) Allah akıl fikir dağıtırken, meşguldün heralde hacı :D

"he çayıda ben aldım ne olacak komik video" : O ne ki yaa?? Öyle bi video mu var?? O zaman sizi youtubea alalım, burda bekleme yapmayalım. Hadi canım hadi, sağdan sağdan, ilerle....

"arkası ve onu yok olan abiye şişli de bulabilirmiyim" : Valla bilmiyorum ablacım ama bulursan bana da haber ver. Arkası ve önü olmayan abiye nasıl bir şeymiş merak ettim şimdi..

"tıklıyosun izliyorsun birsürü video" : Youtube mu? İzlesene mi? Ay valla bilemedim kardeş :P

"gözün etrafı siyah olunca ne olur" : Ne olur? Kötü bişey mi? Dur alıştıra alıştıra söyle.. Benim de siyah oluyo sabah uyandığımda, kalemim akmış oluyo, deli gibi gece yatarken de sürdüğüm için.. Silince çıkıyo :D Haa ama yok başka bişey bu kesin ben hastayım diyosan, bi doktora görün derim. Bi de hazır gitmişken psikitri kliniğine uğra, hastalık hastası insanlara noluyomuş bi öğren sana zahmet...

"ergen filmleri" : Ayy hiç güleceğim yoktu.. Böyle arama mı olur laa bebe?? Öyle bi film kategorisi var mı yaa?? Ben onu filmlerle dalga geçmek için söylerdim :D :P

"ben kendim kendimde miyim" : Bunu google ajusshiye soracak kıvamda olduğuna göre, bence değilsin, geçmiş olsun..İlaçları aksatma, arada bir de düzelme var mı diye doktoruna görünmeyi ihmal etme e mi kuzum :D

"avatar mavi olanlar değil izle" : hahahah :D böyle arayınca çıktı mı acaba aradığı film?? Bak yavrucum o filmin adı "Avatar: Son Hava Bükücü" bi de böyle dene bulamadıysan. Ama bana sorarsan hiç zahmet etme zira film berbattı vakit kaybı olur :D

"gitsem diyorum buralardan gitsem! kimsenin beni tanımadığı, hakkımda en ufak fikre sahip olmadığı bir yere gitsem. bilmediğim şarkılar dinleyip gezsem" : Ohooo vatandaş uçmuş..Googlea edebiyat parçalıyor..Bu şarkı sözü falan mı yaa ben ilk defa burda gördüm :D

Eveeet bugünlük bu kadar memleketimin ilginç insanlarından bahsetmek yeter :D Bu arada ben de tatilden 2 gün önce döndüm :) tatildeyken biricik çocukluk aşkımın evlenip barklandığını öğrendim, yıkıldım... Hani böyle olmayacaktı, hani biz kavuşacaktık, hani aşk tesadüfleri severdi?? olaylar olaylar... Neyse saçmaladım yahu, yazıyı bitirme zamanım gelmiş demek ki :D

Yeni yazımda görüşmek üzere sevgili okur :D okuduğun için sonsuz teşekkürler :D

Tatil, deniz, güneş, kum...

Eveeet tatile gidiyorum :D sadece 3 güncük ama olsun denize girebilmeyi umuyorum :D

Bu 3 gün boyunca internetim olmıcak, buralardan uzak kalıcam.. Artık dönüşte yine bişeyler karalarım :D kafamı dinliyim diyorum biraz, hem hikayeme yoğunlaşırım dizi izleyemeyeceğim için, fena da olmaz hani :D

Gitmeden önce hikarucumun dün göremediği fotoları buraya ekliyim dedim..Msn'im yine bi aptallık sergileyerek açılmamakta ısrar ettiği için mail atamıyorum :( işte Joong Ki :D

Fotolardan birisi buydu ki bence çok şeker çıkmış burda :D

aa söylemem gereken birşey daha var :D

min ho'mdan sonra ikinci sırada yer alan oyuncudur kendisi :D (benim için tabiki :) )

 

diğer foto da işte bu :D

aslında bi tane daha var da bunlar çok hoşuma gitti, bunları ekledim :D

tatil dönüşü yeni yazılar yazma hayallerim var :D

sevgili çingularım ben yokken güzel yazılar yazarsınız siz şimdi :) hepsini gelince okurum artık :D

heee bi de Kaktüscüm, hikayeni merakla bekliyorum ama ancak pazartesi akşamı okuyabilirim.. yani merakım iyice artmış olacak :D

artık döndüğümde görüşürüz :D aslında bi blog toplaşması olsa da gelsem tanışsam sizlerle çok mutlu olurum :D o zaman Hayal gider, huzurla kalın :D

Jalgaaaaa :D

Bannerım süper oldu ^_^

Bakın bakın benim de artık bi bannerım var :D hem de süper değil mi?? Artık bloga her girişimde Lee Min Ho'mun yüzünü görüyorum, çoooooook mutluyum :D



Bu süper süper süper banner için mydestiny'ye çoook teşekkür ediyorum :D jeongmal komawoyo :D hem Min Ho'cuğumun en sevdiğim fotoğraflarından biri olan o kareli gömlekli şekerlik abidesi fotoğrafı da var..Hem twitterımın arka planında da o var zaten :D

Tekrar tekrar söylüyorum jeongmal kamsahabnida mydestiny'ciğim :D

Yeniden Dans Dans Dans ~^^

Bu yazının birincisini geçenlerde yazmıştım :D okumayanları şöyle alalım, çok güzel danslar vardı :D

Evet şimdi yine oturdum pc başına, beğendiğim koreografileri sizlerle paylaşıyım dedim :D Bu arada 6. sezonu izlemeye başladım, danslar güzel dançılar süper :D Burada paylaşacağım videolar ilk 5 sezona ait yalnız, söyliyim :D hadi bakalım başlıyoruz...







ilk videomuzda gördüğümüz dansçılar Katee ve Twitch..Katee'yi daha önce izlemiştiniz zaten, Joshua'yla birlikte :) ben bu koreografiye bayılıyorum yaa, çok sevimliler bence :D bir de Katee çekik çekik gözlü bir arkadaş olduğundan heralde, ekstra bi sempati duyuyorum ona :D bu koreografi 4. sezona ait :)







bu videodaki dansçılarımızın isimleri Philip ve Jeanine..Ben onları birbirine çok yakıştırırdım ilk zamanlarda ama sonra Jeanine, Jason'la başka bir koreografide daha çok beğenimi kazanmıştı :D bu arkadaşlar da 5. sezondan..







işte bahsettiğim koreografi, Jeanine ve Jason :D izlediğiniz zaman anlamışsınızdır neden birbirlerine yakıştırdığımı :P yine 5. sezon :) Haaa bir de Jeanine programın final bölümünde, dansın sonundaki o öpücüğün doğal olarak geliştiğini söylemişti :D (o koreografiden, o yakınlaşmadan sonra gelişir tabi :D )







Biraz da samba diyelim, değişiklik olsun dimi?? Çok eğlenceli yaa, insanın içi kıpır kıpır oluyo :D dansçılarımız Katee ve Joshua, yine döktürüyolar bence :D 4. sezon demiş miydim??







Yine Katee ve Joshua karşınızda :) bu sefer paso doble ile tüylerinizi diken diken edebilir :) yaa ben bu dansın agresifliğini çok seviyorum, yüzlerde biye bi 'seni öldürürüm' ifadesi, çok güzel yaa :D







yine samba diyelim mi?? yine kıpır kıpır, süper bişey :) Arkadaşlar 3. sezondan Lacey ve Danny. Valla bu dansı anlatmak için ne söylesem bilmem ki.. Güzel işte özellikle Lacey'nin Danny'yi poposuyla dövmesi çok komik :D







Yine Danny ama bu kez Anya ile birlikte..Bu dans bana çok romantik geliyo, bilmem siz ne düşündünüz??







bu videonun özellikle uzun versiyonunu arayıp buldum, çünkü öyle izleyince daha anlamlı oluyor. Dansçılarımız 5. sezondan Melissa ve Ade. Koreografiye gelince, ben bunu izlerken ağlarım genelde...Videoda anlatılan hikayeyi kısaca paylaşıyım: koreograf Tyce Diorio'nun göğüs kanseri olan bir arkadaşını, bu arkadaşının mücadelesini anlatıyor. Çok duygusal geliyor bana bu dans..Yine final bölümünde yapılan bir açıklama vardı, Tyce Diorio'nun arkadaşı iyileşmiş, kanseri atlatmış :D neyse fazla duygusala girmeyelim...







4. sezondan Courtney ve Gev :) cep çifti bunlar yaa ufak tefek :D dans ederken yüz ifadeleriyle bir şeyler anlatmaları çok hoşuma gidiyo yaa, Courtney çok şeker burda :D







bunu da paylaştıktan sonra fark ettim ki ben contemporary dansları izlemeyi daha çok seviyorum :D bu arkadaşlar 5. sezondan Kayla ve Brandon. Kayla daha önce de paylaştığım bir dansçıydı ama Brandon ilk kez karşınızda :D







Zombilerin dansı :D bu sefer gbir de grup dansı paylaşıyım dedim. Programda çok güzel grup dansları da vardı. Bu 2. sezondan :D çok eğlenceli ve yanlış hatırlamıyorsam Emmy adayı olmuştu ama kazanmış mıydı hatırlamıyorum (sanırım kazanmıştı emin değilim :( )

Bugünlük bu kadar yeter diyelim mi?? Bu yazının devamını yine yazmayı düşünüyorum, 5 sezon kolay kolay bitmez :D Ayrıca söylemiştim ya 6. sezonu izlemeye başladım, ondan da koreografiler paylaşırım. :) umarım yazımı okuyunca eğlenmişsinizdir :D

Neyse ben artık gideyim de film izleyeyeim (bu arada İncir Reçeli'ni izlicem) :D

Jalga :D

Avatar'ın Ardından...

Bu bahsettiğim Avatar "son hava bükücü" olan, mavi mavi yaratıkların etrafta koşuşturdukları Avatar değil :) Filmi izleme fırsatını ancak buldum. Biliyorsunuz (ya da bilmiyorsunuzdur belki) uzun zamandır sınava hazırlanıyordum ve birşeyler izlemeye falan vakit ayırmıyordum. Avatar dvdsi de masamın üzerinde gezinip duruyodu, bi izliyim dedim.

Bu arada sınav da geçti gitti, artık özgürüm. "Yapılacaklar Listesi" yazımı okuduysanız, sınav akşamı neler yapmış olduğumu biliyorsunuz demektir. Gururla söyleyebilirim ki listemi tamamladım. Yani Hikarucum, Türkiye'ye geldiğinde alnıma bir öpücüğü hakettim :D :P Sadece gerilim yüklü iyi bir kitaba başlama maddesini yapamadım, çünkü elimin altında öyle bir kitap yok almam lazım en kısa zamanda :D Ben de onun yerine "Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk"a başladım :)

Neyse ben Avatar'dan bahsedecektim :) Herhalde pek çoğunuz Avatar Aang'in maceralarını izlemişsinizdir. Benim izlediğim en iyi animelerden biridir, bayılırım o şaşkın çocğun dünyayı kurtaracak kişi olmasına :D İzlemeyenler için bulduğum hoş bi videoyu paylaşmak istiyorum :)







Evet bu sadece ilk kitaba ait, yani "Book 1: Water", bir video :) Animesi gerçekten süperdir, izlemeyenlere tavsiye ederim, mutlaka izleyin :D Evet tavsiyemi de yaptıktan sonra filme geri dönelim. Ben filmi beğenmedim, hem de hiç beğenmedim. Yani beğendiğim sadece 2 sahne vardı. Biri Katara'nın Aang'i kurtarırken Zuko'yu dondurduğu sahne, biri de son sahnede Aang'in su bükerek Kuzey Su Kabilesi'ni kurtardığı sahne. İşte koca film benim için bu iki sahneden ibaret sayılır :)

Özellikle nefret ettiğim bir kaç ayrıntıdan da bahsetmek istiyorum. İzninizle bunları maddeler halinde yazacağım :D


  1. İsimlerin berbat telaffuzlarından nefret ettim. Yani kaç yıldır Aang ismi, kaba tabirle Eng diye telaffuz edilir, filmde bu Ang olmuştu. Ang aşağı Ang yukarı, bu ne bee?? Sonra komutan Iroh'un isminin de Ayro diye teleffuz edildiğini herkes bilir değil mi? Filmde bu da İro gibi tuhaf deli bozması birşey oluvermişti.

  2. Hazır Iroh'tan bahsetmişken filmde onu da sevmedim. Animeyi izleyenler bilirler, Iroh amca tembel, göbekli, espriler  yapan, çay tutkunu, sevimli bir tiptir (yani ilk kitapta öyleydi :P ). Ama filmde bir kere çay içtiğini gördük, bir kere de çaydan bahsetti. Zaten zayıf, uzun saçlı bir tipti. Hiiiiiç beğenmedim :(

  3. Ateş kralı Ozai, animede çok karizmatik bir tiptir. Yani kötü karakter olmasına rağmen karizmasına hayran kalmıştım. Ama filmde çok tipsiz bir oyuncuya vermişler bu rolü, ne karizması var ne de bir çekiciliği... Aynı şekilde Komutan Jao da çapulcu tipli bir şeydi, pehhh!!!

  4. Animeyi izleyen herkes eminim Zuko'ya hayrandır (Hikaru da hayran biliyorum :D ) Filmde de hayran olmayı bekledim ama olamadım. Zuko rolünde Dev Patel vardı ki "Slumdog Millionaire" filmini izleyenler onu tanırlar, şapşal tipli biridir. Bence ne bir karizması ne de bir çekiciliği var bu oyuncunun. Yani Zuko karakteri için bence hiç mi hiç uygun değildi. Kısacası hiiiiiiç beğenmedim...

  5. Animede çok fazla komedi unsuru vardı. Sokka'nın şapşallıkları, Aang'in şirinlikleri, macera sahnelerine bile gülümseyerek bakmamıza neden olan çok güzel olaylar vardı. Ama filmde bütün komedi sahnelerini çıkarmışlardı, sanki özellikle filme hiç gülünmesin istenmiş. Ne Sokka şapşallık yaptı, ne de Aang şirinlik yaptı. Film boyunca herşey ciddi bir sınırda sürüyor, tek bir komedi unsuru göremedim.

  6. Animede ateş bükücüler kendi ateşlerini kendileri oluşturuyordu. Filmdeyse ateş bükücülerin ateş bükebilmesi için gittikleri her yere yanlarında ateş götürmeleri gerekiyordu. Çok gereksiz bir ayrıntı yapmışlar, neden öyle yapmışlar bilmiyorum. Gerçi bir sahnede Iroh'un kendi ateşini yapması oldukça karizmatik olmuş ama yine de bu gereksiz ayrıntıdan hoşlanmama yetmedi...

  7. Ayrıca animenin müziklerine de bayılırdım. Filmde bu müziklerin hiçbirini duyamadım sanki. belki film başka anime başka kullanamamışlardır müzikleri, ne biliyim...Ama filmin müzikleri pek fena olmasa da, sanırım filmi sevmediğim için müzikler de hoşuma gitmedi...


Neyse filmi bu kadar kötülediğim yeter sanırım. Ben şu anda filmi büyük bir vakit kaybı olarak görüyorum. İzlemeyip de izlemek isteyenlerin hevesini kaçırmışımdır büyük ihtimalle, ama bence hiç gerek yok izlemeyin yani :D Arada acaba filmi Uzak Doğulular yapsaydı daha mı iyi olurdu diye çok düşündüm. Belki de daha özüne sağdık bir film olurdu, kim bilir???

Filmin devamını yaparlar mı ya da zaten yapıyorlar mıdır bilmiyorum..Yaparlarsa umarım daha iyi yaparlar da izleyebiliriz :D

Herkese iyi günler, sıkıcı yazımı okuduysanız teşekkürler ve film hevesinizi kaçırdıysam kusura bakmayın :)

Yapılacaklar Listesi~^^

Herkesin artık bildiği üzere yarın yani 9 Temmuz Cumartesi benim için büyük gün..6 aydır hazırlandığım ama garip bi şekilde hala hazır olmadığım sınava girecem ve yine garip bi şekilde ne yapacağımı bilmiyorum..

Neyse, işte yarın akşamdan itibaren özgür olacağım için, kendime bir liste yapayım dedim :D İşte uzuuuuuuuuuuuuun listem. Sadece yarın yapacaklarımı yazdım :)


  1. En az 1 tane film izle, tercihen komedi.

  2. Greatest Love en az 2 bölüm izle.

  3. City Hunter'a başla, tercihen 3-4 bölüm birden izle.

  4. Mutlaka bir kitaba başla, tercihen macera yüklü gerilimli birşeyler :)

  5. Kardeşinle vakit geçir hatta mümkünse filmi onunla birlikte izle.

  6. Annene artık yardım et.

  7. Uzun zamandır uzun uzun konuşmadığın kanaryanla daha çok vakit geçir (sadece "Şakir naber??" sayılmaz :P )

  8. Koreli çingularına mail at, sınavın ne berbat geçtiğini onlarla da paylaş.

  9. Twitter'a karamsar cümleler karala.

  10. Sonra twittera iyi bişeyler de yaz.

  11. Üzerinde KPSS yazan herşeyi gözünün göremeyeceği elinin ulaşamayacağı uzaklıklara kaldır!

  12. Sınavın nasıl geçtiğini soran insanlara "Fena değildi" diye cevap verirken, aslında "Sanane kardeşim alla allaaaaa" demek istediğini hissettirecek bakışlar at.

  13. Sonra bu insanların aslında senin iyiliğin için soruyor olabileceğini (hatta olduğunu) düşünüp onlara gülümse ama bir yandan da "Sormayın arkadaşım moralimiz bozuk işteeee..." der gibi bak...

  14. "Vaaay City Hunter ne heyecanlıymış olum yaa ben bugüne kadar nasıl oldu da izlemedim??" diye evdekilerin kafasını şişir.

  15. Annene sabaha kadar Dok Go Jin anlat, hatta arada onun gibi gül.

  16. Ortalıkta asık suratla nemrut nemrut dolaş, sonra Dok Go Jin gibi gülmeye devam et.

  17. Bütün bunları aynı gün içinde yaptığın için sana delirmiş gözüyle bakan aileni delirmediğine ikna etmeye çalış. (büyük ihtimalle özellikle abini ikna etmen gerekecek :P )

  18. Hikayenin ilk bölümlerini tekrar oku, 6. bölüm için aklından geçenleri yazmaya çalış.

  19. Yeni bir hikaye okumaya başla.

  20. Pazar günü için yapılacaklar listesi hazırla :D


Eveeeeeeeeet işte yarın akşam yapacaklarım. Listemi okuduysanız teşekkür ederim. Twitterda kimseyi terslememeye söz veriyorum :D sadece evdekileri bi de komşuları terslicem :D :P ahhaaaahahaaaaa (Dok Go Jin smile :P )

 

Çok mu şey istiyorum??

Birdenbire neden böyle hissettim bilmiyorum?? Neden buraya yazıyorum onu hiç bilmiyorum..Ama annemin karşısına geçip de konuşamıyacağım için sanırım en iyisi yazmak..

Ne istiyorum biliyo musunuz??Artık aşık olmak istiyorum..Biri olsun yanımda istiyorum,yanımda değilken özliyim birini..Hatta yanımdayken bile özliyim..

Onu düşününce kalp atışlarım hızlansın, nefes alışım değişsin istiyorum. Hatta onu düşündüğümde salak salak sırıtayım, kimse bana bi anlam veremesin istiyorum..

Çok mu şey istiyorum yaa?? Biri beni sevsin istiyorum. Telefonum çaldığında acaba o mu arıyo diye heyecanlanıp koşmak istiyorum. Hatta koşarken aptal gibi birşeylere takılayım istiyorum..Konuşacak birşey olmasa da yüzüne bakıp gülümsemeye devam edebileceğim birini istiyorum..

Yanındayken hiç olmadığım kadar rahat olabileceğim birinin varlığını istiyorum artık. Öyle biri olsun ki bana eksikliklerimi hissettirmesin istiyorum. Dertlerimi dinlesin, ortak olsun, beni hiç üzmesin istiyorum...

Belki de çok şey istiyorum..Hem kim kaybetmiş ki ben bulayım böyle birini değil mi?? Ama istiyorum işte napıyım...

Öyle birini istiyorum ki, gerektiğinde arkadaşım olsun, gerektiğinde can yoldaşım... Hatta ihtiyacım olduğunda sahip olmadığım baba kucağım olsun benim.. Çok mu şey istiyorum??

Evet çok şey istiyorum.. Ama istiyorum napıyım...

Dört Günlük "Küçük" Film Maratonum...

Evet son 4 gündür gece yatmadan önce Kore filmi izlemeye başladım.. Günlerdir Kore'den uzaklaştığımı hissettiğim için sanırım tedirgin olmaya başlamıştım. Ben de madem dizi izleyemiyorum bari film izliyim diye düşünerek (ya da kendimi kandırarak :P ) gecelerimi film izlemeye ayırdım...

Peki neden dizi izleyemiyorum?? Çünkü ben dizi izlerken dengesizleşiyorum..Hemen açıklıyım bunu: ilk günler normal bir şekilde günde 1 ya da 2 bölüm izleyen ben, son 7 veya duruma göre 8-10 bölümü bir günde izleyivermeye kalkıyorum :D kendime engel olamıyorum, çıldırıyorum napıyım :D :P

(not: dizilerimle arama girmeyin diye uyarıyorum evdekileri aksi takdirde asabileşebiliyorum ehehhh :) )

Eveeeeet gelelim bu 4 günde neleri izlediğime :D

1. Do Re Mi Fa Sol La Si Do

Açıkçası bu filmi Jang Geun Suk oynuyor diye izlemeye karar vermiştim. Fİlmin afişinde de görebildiğiniz üzere çok sevimli, çok şeker, yanakları sıkılası bir Geun Suk var karşımızda :D

Biraz konusundan bahsediyim. Geun Suk ünlü bir grubun solisti (gerçek ismini kullandım çünkü filmdeki adını hatırlamıyorum) afişteki diğer yakışıklı da aynı grubun basçısı. İkisi çok yakın arkadaşlar. Birgün Geun Suk (yine afişteki) kızla tanışır ve ona aşık olur. Kızla diğer çocuk da eskiden tanışıyorlarmış, hatta çok samimi arkadaşlarmış ama bir olay yüzünden düşman olmuşlar. İşte bu düşmanlık nedeniyle bu çocuk kızın Geun Suk'tan ayrılması için elinden geleni yapıyor. Güzel filmdi, izlemenizi tavsiye ederim. Özellikle sevimli Geun Suk için kesinlikle izlenmeye değer :D

2. Heartbreak Library



Bu filmde de tanıdık bir yüz hemen dikkatinizi çekmiştir: Lee Dong Wook :) Aslında esas kızımız da tanıdık bir yüz Yoo Jin ki kendisi One Mom and Three Dads dizisindeki sevimli annemizdi :D

Hemen biraz konudan bahsediyim. Kızımız (Eun Soo) kütüphanede çalışıyor, oğlumuz da (Jun Oh) sık sık bu kütüphaneye gidiyor. Bir gün Eun Soo, Jun Oh'yu kitaplardan sayfa yırtarken yakalıyor. Sayfalara baktığındaysa hep 198. sayfayı yırttığını fark ediyor. Jun Oh'ya bunun nedenini sorduğunda şunu öğreniyor: Jun Oh'nun kız arkadaşı giderken ona bir not bırakıp kitapların 198. sayfasına bakmasını söylemiş. O da hergün bu kütüphanede kitapların 198. sayfasını alarak, kız arkadaşının ne demek istediğini çözmeye çalışıyor. Bundan sonra artık ikisi birlikte bu sırrı çözmeye çalışıyorlar. İlginç bir hikayesi var filmin, bence izlenmeye değer :D Oldukça eğlenceli ve hüzünlü sahneleri vardı. Ben izlerken ağlamamıştım sanırım, yani film izlerken ağlamaktan çekinip izlemeyen sevgili çingularım bence gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz.

3. A Millionaire's First Love



Veee karşınızda Hyun Bin :D Bu filmde bayaa bi ağladım öncede söyliyim dedim :D Ama çok güzel bir aşk filmiydi ki zaten isminden belli aşk filmi olduğu :)

Hemen biraz konusundan bahsediyim: Kang Jae Kyung (Hyun Bin) çok zengin ve şımarık bir genç. 18 yaşına girdiğinde büyükbabasının mirasına konma peşinde, havai bir tip. Ama 18ine girdiğinde vasiyet okununca mirası almak için yerine getirmesi gereken şartlar olduğunu öğreniyor. Öncelikle varoşlarda bir liseden mezun olması ve burada kendi parasıyla yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Bu kasabaya gittiğinde tanıştığı insanlar ve onların yaşam tarzının verdiği şaşkınlık nedeniyle her zengin veledinin bir gün mutlaka yaşadığı "büyük aydınlanma"yı yaşıyor :D Güzel filmdi vesselam, tavsiye ederim izlemeyenlere :D Daha fazla ayrıntıya girip izleme hevesinizi kaçırmıyım, buyruğumdur tez izlene :D

4. We Teach Love



Bu film hakkında çok fazla birşey yazma taraftarı değilim aslında. Hem daha önce yazıldı çizildi (sevgili çingularım kore delisi ve hikaru tarafından) hem de yazmaya kalktığımda spoiler verebilirim ki o zaman izlenesilik özelliğini yitirir :D

Şu kadarını söyliyim, film kesinlikle sizi ters köşe yapacak, buna hazır olun. Çok güzel bir filmdi. Neyse ufacık konusundan bahsediyim canım. Bir çöpçatanlık şirketi işleten ve aşka inanmayan genç bir patron, 12 yıldır aşık olduğu adamın dikkatini çekip kendine aşık etmek isteğiyle patrondan yardım almaya gelen genç ve sevimli bir kadın, son olarak bu kadının kendine aşık etmeye çalıştığı genç fotoğraf sanatçısı..İşte filmde, bu üçü arasında yaşananları genelde gülümseyerek, bazen hüzünlenerek ama sonrasında gülümseyecek başka bir şey bularak izliyoruz :D ben filmi çok çok beğendim, izlemeyenler hemen izlesin bence :D

İşte 4 günlük küçük maratonum böyleydi :D Ben izlediğim bitin filmleri beğendim, genelde salya-sümük oldum ama güldüm de :D Kore filmlerinin bu özelliğini çok seviyorum işte, şimdilerde böyle film bulmak biraz zor oluyor. Çok beğeniyorum hem güldürüp hem hüzünlendiren filmleri (zaten Türk milleti olarak ağlamayı pek severiz azizim :D ) Eğer izleyecek film arıyorsanız ve benim bloga yolunuz düştüyse, benim tavsiyelerim bu filmlerdir :D

iyi geceler ve iyi seyirler...

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Twitter Update

Followers

Labels

Recent News